23 Nisan 2009 Perşembe

where have you got to go?



how in the hell could a man enjoy being awakened at 6:30 a.m. by an alarm clock, leap out of bed, dress, force-feed, shit, piss, brush teeth and hair,
and fight traffic to get to a place where essentially you made lots of money
for somebody else and were asked to be grateful for the opportunity to do so?

and don't you have some better place to go?
where you've got to go?
where have you got to go?

karate - trophy

11 Nisan 2009 Cumartesi

pardon



olay 29 mart tarihinde beyoğlu tarlabaşı kömürcü zeynel sokak'ta meydana geldi. iddialara göre "hoca" lakaplı bir kişi, tartıştığı bir polis memuruna elindeki bira şişesini fırlattı. yüzünden yaralanan polisin tedavisinin ardından, beyoğlu ilçe emniyet müdürlüğü asayiş büro amirliği ekipleri bu kişiyi bulmak için çalışma başlattı. tarlabaşı bulvarı üzerindeki ara sokaklara giren polisler, bekarların kaldıkları evleri kontrol etti. polis, "hoca" lakaplı kişinin kömürcü zeynel sokak 23 numaradaki binada kaldığını öğrendi ve adrese baskın yaptı. tek göz odaların olduğu binanın birinci katında uyuyan hakim adlığ, bir anda polisleri karşısında görünce şaşkına döndüğünü söyledi. adlığ, başından geçenleri şöyle anlatıyor: polisler saat 11 gibi geldiler hiçbir şey sormadan bana kelepçe takarak dövmeye başladılar ve beni bu hale getirdiler. 5-6 kişiydiler. hiç soru sormaya fırsat vermeden ağzıma silahı koydular. tekmeler ve ağaçla beni komalık hale getirdiler. sonrasında bir tanık getirdiler. görgü tanığı 'bu o değil' deyince beni bırakıp gittiler.

bu ülkede suç işlersen ilk cezayı hukuk değil polis keser, döver, benzetir ondan sonra serbest bırakır, kendi yöntemiyle çözer olayları, hele bir de acizsen, daha güzel döver

yüzüne gülümser arkandan iş çevirir

calla - rise

7 Nisan 2009 Salı

boşluk



uçmak,
delicesine
yükselmek,
görmediklerini görmek, yaşamadıklarını yaşamak

salıncakta 60 metre yükseklikte sallanıyorsun, çocukluğundaki gibi

i got a life to lead
i got a soul to feed
i got a dream to need
and that's all i need

going to a town

6 Nisan 2009 Pazartesi

a nation of bloggers: iran




70 milyondan fazla insanın yaşadığı iran’da nüfusun 35 milyona yakını 25 yaşın altında bulunuyor.
gençler birbirleri ve dünyanın geri kalanıyla internet üzerinde kurdukları bloglarla iletişim kuruyorlar.
sosyal hayat içinde aşk, demokrasi ve konuşamayan iran’lı bloggerlar, internet üzerinden flört ediyor, insan hakları, değişim ve özgürlük üzerine konuşuyor, bilgi alışverişi yapıyorlar.
2005 yılında yapılan bir araştırma İran’ın 100’bininden fazlası aktif olarak her gün güncellenen toplam 700 bin blogger’ı ile dünya’nın üçüncü büyük blogger topluluğunu oluşturduğunu ortaya koyuyor.
bloglarını özgürce konuşabildikleri tek ortam olarak gören bloggerlar, iran rejimi tarafından tehdit unsuru olarak görülüyor ve periyodik olarak denetleniyor.

doğu ve batıyı birleştiren enfes şarkımız geliyor şimdi

saz ve gitar

take refuge