28 Ekim 2009 Çarşamba

geçmiş/gelecek



farklı hayatlar yaşıyoruz,
farklı memleketlerde farklı hayatlar,
herkesin dokusu, kimyası, özü farklı
hiç beklemediğin anda çok uzaklarda benzerini görürsen eğer afallıyorsun,
hayatını sorguluyorsun iki dakika içinde,
ne için yaşıyoruz ki?
eğer sen varsan ve aynı düzlemde berabersek neden ben uzağında olayım ki?


i jumped in the river and what did i see?
black-eyed angels swimming with me
a moon full of stars and astral cars
all the figures i used to see
all my lovers were there with me
all my past and futures
and we all went to heaven in a little row boat
there was nothing to fear and nothing to doubt

1 Comment:

Mericit Jones said...

Bazen uzağında olan ancak sana benzeyen,seninle aynı yöne bakan,aynı şeylere heyecanlanıp,aynı şeylere gözleri dolanlar,yanıbaşında olup da, kendini yalnız hissettirenlerdenden daha yakındır. Kalabalıklar içerisinde kendini yalnız hissedince, o uğultunun içinde kendi içindeki sessizliği fark edince "Ben ne yapıyorum bu hayatta?" diyor insan. Kaçıp gitmek istiyor, daha ait hissettiği şehirlere, insanlara. Ama neye kaçtığından çok,neden kaçtığın önemli. Her yere kendini de götürüyorsun. Ben okyanuslar ötesine kaçtım ama huzursuz ruhumu buralarda bırakamadan. Sonra anladım ki, çok sıkılmışım buralardan, bir kurtarıcı aramışım beni uzaklaştıracak, o yüzden büyütmüşüm de büyütmüşüm o kahramanı: uğruna yer yurt terk edebilmeye değsin diye.

İnsan kendini kandırmak isterse, ah bunda nasıl da becerikli...